Vefatının 600. yılında 2022 yılının UNESCO ve Cumhurbaşkanlığımızca “Süleymân Çelebi Yılı” ilan edilmesi münasebetiyle Üniversitemizde Fen-Edebiyat Fakültesi ile Dil ve Edebiyat Topluluğu tarafından “Süleymân Çelebi ve Mevlid-i Şerîf” konulu bir e-konferans tertip edildi.
Dr. Öğr. Üyesi Seher Maşkaroğlu’nun yönlendiriciliğinde çevrim içi olarak gerçekleşen konferansta; mevlid türü, mevlidnâmeler, mevlid metinleri etrafında oluşan kültür ve Süleyman Çelebi ile ilgili kapsamlı çalışmalarıyla bilim dünyasında adından söz ettiren İstanbul Kültür Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal, Süleymân Çelebi ve onun Türk kültüründe ve edebiyatında Hz. Peygamber’e duyulan derin muhabbetin eşsiz bir örneği olan Vesiletü’n-necât ya da Mevlid-i Şerîf adıyla bilinen eserine dair bilgiler verdi.
Süleymân Çelebi’nin Vesiletü’n-necât adlı eserinin Türk edebiyatında Dîvânu Lugâti’t-Türk, Kutadgu Bilig, Dede Korkut Hikâyeleri, Yunus Emre Divanı, Fuzûlî Divanı, Şeyh Galib’in Hüsn ü Aşk’ı ve Safahat gibi bütün çağlara damga vurmuş bir eser olduğunu vurgulayarak sözlerine başlayan Köksal, Süleymân Çelebi’nin hayatı, yaşadığı dönem, onun ölümsüz eseri Mevlid-i Şerîf’in yazıldığı yıl ve muhtevasından bahsetti. Süleymân Çelebi’nin mutlak bir samimiyet, mutlak bir içtenlik ile kaleme aldığı Mevlid’inin Türkçe yazılmış metinler içerisinde dünyada en çok yayılan, en çok bilinen eserlerden biri olduğunun altını çizen Köksal, Hz. Peygamber’e duyulan iştiyakın başka hiçbir dilde olmayan en güzel örneği olan Vesiletü’n-necât’ın diğer mevlid eserlerinden ayrılan en önemli özelliğinin aslında bir ahlak nizamı ve ideal bir insan modeli çizmesi olduğunu ifade etti.
Arap harfli ve Latin harfli Türkçe birçok baskısı mevcut olan Mevlid-i Şerîf’in Arnavutça, Boşnakça, İngilizce ve Almanca gibi çeşitli dillere çevrildiğinin ve nazireleri yazıldığını belirten Köksal’a göre, Mevlid hem seçkin hem de halk kesimi arasında çok beğenilmiş ve bütün bir Türk milletini bilhassa İslam dünyasını birleştirici bir rol oynamıştır. Geniş bir coğrafyada, geniş bir zaman diliminde en çok okunan eserlerden biri olan Mevlid’in aynı zamanda Türkçenin bir din dili olmasına da katkı sağladığını söyleyen Köksal, Mevlid’in kültürel ve toplumsal değerinden bahsederek Prof. Dr. Rıfat Kütük ile birlikte Amerika’nın Michigan Üniversitesi Kütüphanesinde tespit ettikleri en eski Mevlid nüshasında gün yüzüne çıkan yeni bilgilere değindi.
Program, soru-cevap bölümünün ardından Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Fatih Kanter’in teşekkür konuşması ile sona erdi.